Mineral kozmetikler cilt için gerçekten daha mı iyi?
Minerallerin kendilerine has avantajları vardır. Cilt üzerinde sıkı bir şekilde durmazlar, cildin nefes almasını ve daha az nem kaybetmesini sağlarlar. Bu, hassas cilde ve rosaceaya sahip olanlar için yararlı olabilir.
Ayrıca mineral kozmetikler akne ile mücadele ve UV koruması ile tanınır. Bununla birlikte, bu iki durumda, bu tür kozmetikler her derde deva değildir.
Mineral kozmetikler akneyle savaşır mı?
Mineral fondötenler genellikle sorunlu cilde sahip kişilere tavsiye edilir. Gerçekten de gözenekleri tıkamazlar ve iltihaplanma riskini azaltırlar. Ancak akneyi tedavi edemezler. Bu, Amerikalı dermatolog Francesca Fusco tarafından belirtilmiştir.
Akne, çeşitli nedenleri olabilen (hormonlardan endokrin bozukluklara kadar) karmaşık bir sorundur. İyi bir bileşime sahip mineral kozmetikler cildin durumunu kötüleştirmeyecektir – çünkü agresif maddeler içermez. Ancak akneyi özel olarak seçilmiş bakımla tedavi etmek daha iyidir.
Mineral kozmetikler güneşten korur mu?
Mineral kozmetiklerin popüler bileşenleri (çinko oksit ve titanyum dioksit) fiziksel güneş koruyucu filtrelerdir. Amerikan Dermatologlar Birliği tarafından tavsiye edilirler ve hassas ciltler için bile uygundurlar. Her şey iyi görünüyor, ancak bir sorun var: mineral ton veya toz güneş koruyucunun yerini tutmaz.
Kural olarak, bu tür kozmetiklerin SPF’si yaklaşık 20’dir. Bu ortalama bir koruma seviyesidir. Ve bunun uğruna ne kadar ürün uygulamanız gerektiği hala bilinmiyor. Cildi ultraviyole ışıktan korumak için dermatologlar SPF’si 30’dan az olmayan koruyucuları önermektedir.
Alternatif olarak, SPF 25 olan güneş koruyucu losyon üzerine mineral pudra uygulanabilir. Böylece yanmama şansınız artacaktır. Ancak güneşli bir günde sadece kozmetik ürünlere güvenemezsiniz.